UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ ….
Bundan tam 50 yıl önceydi.
Dünya hareket halindeydi. Dünyanın dört bir yanını, emperyalizme karşı kurtuluş hareketleri sarmıştı. Küba’dan başlayarak, Gine’de, Vietnam’da, Laos’ta bir bir halk hareketleri başlıyordu. Batı metropollerinde, Amerika ve Avrupa’da ise 68 kuşağının sesi yükseliyordu. O yıllarda dünyadaki gelişmeler kaçınılmaz olarak Türkiye’nin iç dinamiklerini etkiliyordu.
Etkiledi,1960’lı yıllarda, Türkiye halkı kendine özgün bir hareketlilik içine girdi. Amerikan menşeli devletçi millet kurma girişimi yerini proleter devrimci aydın tipi ve aydınlanma girişimine bırakmaya başlamış, halk politikleşme sürecine girmişti. Sokaklar “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” sloganları ile inliyordu. İşçiler sendikalarda, köylüler kooperatiflerde, gençler örgütlü yapılarda mücadele ediyor; işçi-köylü mitingleri, grevler, hak arayışları almış başını gidiyordu. Türkiye gibi her şeyin devletle başlayıp devletle bittiği bir coğrafyada bunlar çok kıymetli tarihi toplumsal gelişmelerdi.
Böylesine bir ortamda; dönemin gençlik liderleri, demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik özlemiyle mücadele ettiler. Sömürünün ve yoksulluğun karşısında, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin Türkiye’sini kurmak için çırpındılar. Tek amaçları halkın kurtuluşuydu ve özgür, mutlu ve refah içinde yaşamasıydı. Yiğit ve cesurdular; “yenilmez”, “yıkılmaz” devlete başkaldırmışlar, kimileri darağacında, kimileri Kızıldere’de, kimileri Nurhak’ta, kimileri Diyarbakır’da işkencede korkusuzca ölüme yürümüş, gerçek bir dava insanı olmanın etkileyici timsalleri olmuşlardı.
Toprağa düşmelerinin üzerinden tam 50 yıl geçse de bizleri hala etkiliyorlar. 50 yıl sonra bile hala hafızalarımızda capcanlı duruyorlar. Hala Türk soluna ışık olmayı sürdürüyorlar ve sürdürecekler. On’lar, örnek yaşamları ve mücadeleleriyle bilincimize ve yüreğimize sağlam ve yüksek bir duygu durumu nakşettiler. Devrimci inanç, kendine güven, direniş, özveri gibi her biri diğerinden daha kıymetli olguları bizlere tanıttıkları için On’ları saygıyla anıyoruz. Devrimcilerin dirençlerini ve kararlılıklarını, aralarındaki siyasi ve örgütsel farklılıklara rağmen birbirleri ve idealleri için hayatlarını ortaya koymaları olmuştur. Mahir Çayan ve arkadaşlarının, idamı bekleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kurtarmak için yaptıkları unutulmayacak.
Bu toprağın insanları, tarihte nice aşklar ve arkadaşlıklar görmüş, nice can bedeli fedakârlıklara tanıklık etmiştir. Böylesine doğru ve etkileyen sözler eden, ettiği sözü yere düşürmeyen, gerçekten enternasyonal, ezilen ve sömürülen halklara karşı duyarlı “halk için devrimcilik” diyen ve bunu duruşuyla, ahlakıyla, yaşamıyla kanıtlamış güzel insanları çoktandır görmemişti.
Hiçbir şahsi çıkar gözetmeden halkın bağımsızlığı ve mutluluğu için mücadele ederken, kendilerini ülke bağımsızlığına armağan etmekten onur duyacak kadar CÖMERT,
Vatan onu parsel parsel satanların değil, uğrunda darağacına gidenlerin vatanıdır diyecek kadar CESUR,
“Nerede birileri özgür olmak için mücadele ediyorsa, onların gözüne bak anne, beni göreceksin” diyecek kadar halklara/insanlığa KARDEŞ,
“Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının kardeşliği! Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın işçiler, kahrolsun emperyalizm” diyecek kadar DEVRİMCİ,
...Ve, idam sehpasına çıkmadan Rodrigo’nun Gitar Konçertosunu dinleyecek kadar İNSAN.
Selam olsun emperyalizme, ezenlere ve egemenlere karşı ülkesi ve halkı için karşılık beklemeden mücadele edenlere, bu uğurda ölenlere.
Deniz Gezmiş’in son sözleri bizim mirasımızdır. Bu sözler, bu yurda sevdanın ateşiyle doludur. Bu sözler emperyalist yağmacılıkla ve onların uşaklarıyla mücadelenin, bu coğrafyaya aşkın ifadesidir.
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!”
UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ.
ANILARINA SAYGI İLE…
ODTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ
Projeye Destek Ol
Açıklama
Link
Kitaplar
Açıklama
Link
Semboller
Açıklama
Link
Unutulmasınlar Diye
Açıklama
Link